Yargı süreçlerinin ardından MHP’nin bugün gerçekleşecek olağanüstü tüzük kurultayı aslında her iki taraf için de bir başlangıç.
Kurultayda muhaliflerin istediği olsa da olmasa da sonuçta yeni bir sürecin kapısı aralanacak.
Bundan sonraki aşamalar çok daha sıkıntılı geçecek.
Çünkü taraflar bundan böyle mahkemelerde avukatlar veya yazılı savunmalar üzerinden değil, yüz yüze bakarak meselelerini çözmek zorunda kalacak.
Aslında sorun bu noktaya taşınmadan baştan çözülebilir, milliyetçi akımın en yüksek olduğu bu dönemde MHP açısından da önemli bir zemin yakalanırdı.
DERİN ÜLKÜCÜLER
Ancak yapılamadı; MHP’nin 1997’den bu yana gelen kazanımları yargı sürecine terk edildi.
Devlet Bahçeli’nin genel başkan seçilmesiyle birlikte partide başlattığı değişim ve yenilenme süreci de etkilendi.
Oysa Bahçeli, Ziya Gökalp’ten kalma “Kızıl Elma” ideolojisine dayalı milliyetçilik anlayışını “geçmiş ve geleceği birlikte inşa etme” üzerine kurdu, “Bozkurt Türk yurdundan” AB ülküsüne dönüşün mimarisini ince çizgide yürüyerek oluşturdu.
Partilileri sokaktan salonlara çekerken, büyükelçiler Gündüz Aktan, Deniz Bölükbaşı’nın da aralarında yer aldığı birikimli entelektüel milliyetçileri rol model olarak parti vitrinine taşıdı; çekim merkezi haline getirdi.
İdeolojik ve zihinsel dönüşümünde başarılı da oldu.