Fizikte “moment”, kısaca “kuvvetin döndürme etkisi” olarak tanımlanır.
Aynen ucuna ağırlık bağlanmış ip gibi, bir kez çevirmeyi başarırsanız ardı gelir; sonrasında az bir güçle parmağınızın ucunda dönüşünü sürdürür.
O anı kaçırdığınızda, yani çevirmeyi başaramadığınızda da elinize, kolunuza dolanır; hatta kıpırdatmayacak şekilde vücudunuzu sarıp düğümler.
7 Haziran da hem Türkiye siyasal hareketleri hem de Kürt siyasal bileşeninin silahlı unsuru için önemli bir moment oldu.
Sondan başlarsam...
Kürt siyasal hareketi için 15 Ağustos 1984 önemli bir milattır.
Totaliter rejimde kimlik sorunu yaşadığını, anadilini dahi kullanmaktan yoksun bırakıldığını belirterek silahlı mücadeleyi başlattı; savaşarak hak alma yolunu seçti.
İkinci milat ise halkın, Türkiye siyasetine verdiği manifestonun tarihidir; 7 Haziran 2015...
Çünkü, Meclis’te temsili % 10 ile engellenen Kürt siyasal hareketini, Avrupa’nın birçok ülkesinin nüfusundan fazla sayıda, 6 milyon oy vererek barajın üzerine çıkardı.
Kürt siyasal hareketi bileşenlerinin hak mücadelesini, bundan böyle aktif siyasi yapısıyla elde etmesinin yolunu açtı.
Halkın sandık yoluyla verdiği bu momenti PKK/KCK ve HDP kullanabildi mi?
Haydi, PKK/KCK’yı bir yana bırakalım; çünkü seçim öncesi ağzını büzüşünden Ömer diyeceği belliydi.
Peki HDP ne yaptı?
Feraset ve basiret gösterip “Halk mesajını verdi. Bundan böyle Türkiye’de demokratik siyaset geçerlidir. Artık demokratik siyasetin araçlarıyla sorunları çözeceğiz. Silahlar terk edilecek” diyebildi mi?
Hayır diyemedi...