SANDIK Yollarında dizisi için bir ayı aşkın süredir Anadolu’yu geziyorum.
Eskişehir, Bozüyük, Bursa ile başlayan yolculuğum, Ege ile devam etti.
Güneydoğu, Akdeniz, İç ve Orta ile Doğu Anadolu ile noktalandı.
Bu süre içinde gezdiğim 42 ilden 21’inde en az bir gün geçirdim.
Tam bir ay boyunca da izlenimlerimi aktardım, şehirlerde seçmenin siyasi nabzını yansıtmaya çalıştım.
Bugün ise bunların ötesindeki ortak kaygılar, beklentiler, sıkıntılar ve geleceğe ilişkin umutlar üzerinde duracağım.
Doğusundan batısına, şunu belirtmeliyim ki gelişen iletişim araçları sayesinde bilginin anında paylaşımı sonucu herkes her şeyi biliyor, anında takip ediyor.
Kim ne vaat ediyor, nerede hangi cümleyi kullanmış, ona karşılık diğeri ne demiş hepsinden haberdar; hatta biz gazetecilerin ne zaman ne yazdıklarına, hangi kanalda ne söylediklerine kadar her şeyi de anımsıyor.
Her gün de arkadaşlarıyla kahvehanede, parkta toplanıp tartışıyor.
Gelişmelerden bu kadar haberdar olmasına karşın susuyor, tek kelime etmiyor.
İsminin yazılmaması kaydıyla baş başa kaldığınızda ise her şeyi söylüyor.
İlginç olan bunu sadece muhalefet taraftarları değil, iktidar yanlıları da yapıyor; gerekçesini de “Bakarsın yarın ne olur ne olmaz” cümlesiyle açıklıyor.
PROJE YORGUNU