Darbenin girişimde kalmasını sağlayan halk hareketini tetikleyen, tankın önüne yatırıp namlunun karşısına diken neden, ortak referans noktasıydı.
Çünkü o saatte sokağa çıkan, direnen kitleler farklı toplumsal tabandan ve siyasi düşünceden gelen insanlardan oluşuyordu.
Onları bir araya getiren, bütünleştiren ortak referans noktası, demokrasiye olan inançlarından başka bir şey değildi.
Çünkü geçmişte darbelerin nelere mal olduğu hâlâ hafızalarında canlı duruyordu.
Bunu hem darbe girişimi sırasında sokaklara çıkan insanların askerle yaptığı konuşmada hem de sonrasında hastanelerdeki sözlerinde görüyoruz.
Nasıl ki o gün darbe girişimi ortaklaşa engellenebildiyse, yarattığı sorunları da ortak zeminde çözmenin yolu üretilebilmeli.
Meselenin Batılı ülkeler tarafından doğru şekilde algılanmasından gelecekte ortaya çıkabilecek zorlukların aşılmasına kadar birçok konuda bu ortak zemine ihtiyaç duyulacak.
ÖFKEYİ ÖTELEMEK
Burada siyaset kadar sivil toplum örgütlerine de büyük iş düşüyor.
Çünkü Türkiye’nin Batı’daki algısını düzeltmek, yatırımın ve turistin gelebilir olduğu iklimi oluşturmak ancak ortak zeminlerde daha fazla buluşmanın yaratılmasıyla mümkün olabilir.
Yakın geçmişte sıklıkla tanıklık edildiği gibi birilerini öteleyerek, geçmiş öfke alevini diri tutarak sorunları aşmak olası değil.
Bunları hiç değilse uzun sayılacak bir süre askıya çıkarmaktan, ötelemekten başka bir yol yok.
Bu konuda siyaset topluma örnek olabilecek adımları atmaya başladı.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ile buluşması bunun en iyi örneği.
Hiçbir konuda anlaşamasalar bile bir araya gelmiş olmaları yeterli.
Nitekim darbe girişiminin etkisinin ortadan kaldırılması için ihtiyaç duyulan yasaların KHK yerine kanun şeklinde parlamentodan süratle çıkarılması için CHP desteğe hazır olduğunu belirtmiş; hükümet ise acil ihtiyaç duyduğu icraatlar için anlayış ve destek istemiş...