“TÜRK gibi başlamak” deyimine uygun şekilde koalisyon oluşmasına dönük herkeste bir acelecilik var.
Oysa, sandık başka bir alternatif çıkarmadığı için başka bir alternatifi olmayan koalisyon kuruluşu bile 30 gün sürdü.
Sonuçlar belli olduktan sonra en uzun sürede oluşan, 1995 seçimi sonrası 71 günde DSP desteğiyle kurulabilen ve ömrü de 3 ay süren Ana-Yol koalisyonuydu.
Dolayısıyla, “Her şey anayasal sınırlar içinde olmalı” deniliyorsa, bu süreci yaşamaya da razı olmalı.
Ayrıca koalisyon hükümetlerinin kurulma süreçlerine bakılırsa ortada gecikilmiş bir durum da yok.
“Peki, bu tablo koalisyon çıkarır mı?” diye soruluyorsa, onu da partilerin esneme payı belirler.
Yani, paradigma değişikliği yapmazlarsa erken seçimin önü açılır.
Ancak bu durumda da seçim istemeyen milletvekillerinin atağı belirleyici olur.
Her ne kadar, “45 gün dolar, zorunlu seçim olur” diye Ankara’da ev tutmaktan kaçınıyor olsa da milletvekilleri seçim istemiyor.
Parti yönetimleri ise şartlarını esnetmiyor.