Başkent’in en eski semti İsmetpaşa’ya uğramayalı 19 ay
olmuş.
Mahallenin adını hamalların sadık dostlarından alan Eşekçiler
Kahvesi de, gariban lokantası da, ırgat otelleri de kentsel
dönüşümle yıkılmış.
2 yıl önce mahalleye bulaşan IŞİD virüsü de toz dumanın arasında
kaybolmuş.
Semtte yaşamını devam ettiren atadan mahalleli çaycı Mehmet’e,
“IŞİD’e katılıp dönenler ne yapıyor?” diye sordum, “Evden çıkmaz
oldular” dedi.
IŞİD’in önemli isimlerinin bir zamanlar mahalleye gelip
gittiklerinden söz ettiğini anımsatıp “Yine uğruyorlar mı?” soruma
da şu yanıtı verdi:
“Emniyetin Terörle Mücadele Şubesi nefes aldırmıyor. Hepsi görünmez
oldu...”
Ancak mahalleden bir başkası, internet üzerinden ilişki ağlarını
(network) devam ettirdiklerini ileri sürdü.
19 AY SONRA
Gazeteye döndüm, 19 ay önce IŞİD’in sosyal ağına ilişkin yazıyı
buldum; o gün şuna dikkat çekmişim:
“Bugün için aktif bir tehlike olarak görülmeyebilir, ama bölgedeki
gelişmelere göre her an ciddiye alınması gereken potansiyel ve
gelecekte yüz yüze kalacağımız bir ağır tehdit karşımızda
duruyor...”
O gün Suruç ve Diyarbakır patlamaları olmamış, Ankara ve İstanbul
saldırıları yaşanmamıştı.
Bugün ise İstanbul’da arka arkaya eylem gerçekleştirir oldular.
Saldırı yöntemini değiştirdi, acemi yerlilerden vazgeçti,
profesyonel yabancı terörist savaşçılarıyla silahlı çatışma ve
çoklu canlı bomba patlatma sistemine geçti.
‘MUHACİRLERİ SAVUNUN’
Ancak IŞİD’e karşı mücadele aynı hızda ilerlemedi.
Bunu anlamak için 19 ay önce dikkat çektiğim Youtube ve internet
sitelerindeki yayınların kesintiye uğramadan aynen devam ediyor
olması yeterli.
Hem de o boyuta ulaşmış ki, “Allah yolunda savaşıyorlar, onları
yardımsız bırakmayın” diyerek saklanmalarına yardımcı olunması
isteniyor.
Eylemleri de şu sözlerle destekleniyor:
“Bu fitne döneminde bir avuç kardeşimiz Allah yolunda mücadele
ediyor... Emniyet ve korkuya dayalı haberleri münafıklar yayıyor;
gördüğünüz, duyduğunuz hemen her yerde söylenmez. Muhacirleri
(kaçıp gelenleri) savunun, onları gizleyin...”