Savaş da farklılaştı; şimdi ne zaman kiminle, hangi güç oranında çatışmaya gireceğini de belirtiyor.
Hatta tartışmayı önceden başlatıp olabilecek sonuçlarını hesaplıyor, ne zaman yapacağına ilişkin tarih de veriyor.
Elinden gelse dakikasına kadar saatini de duyuracak.
Bu ayın son haftasında başlayacağı önceden açıklanan Musul operasyonu da böyle bir şey...
Bağdat’ın, Musul’un 10 kilometre uzağında bulunan Başika’daki Türk askeri varlığını tartışması da bunun bir başka yansıması.
Bir yandan Türk Silahlı Kuvvetleri bir yana eğittiği güçlerden bazılarının da operasyona katılmasını istemediğini açıkladı.
Bu kadar yakın bölgede konuşlu 3 binden fazla silahlı gücün, hareketi halinde bunun kendisine neye mal olacağını da başlangıçta hesaplayamadı.
‘KIPIRDAMASIN...’
Zamanın her şeyi öğreten özelliğinden olsa gerek ilk günlerdeki “Türk askeri çıksın” söylemini bıraktı.
Bizzat Başbakan Haydar El Abadi, dün Kerbela’da aynen şöyle dedi:
“Irak’taki Türk askerlerinin yerinden kıpırdamamasını tavsiye ediyoruz...”
Cümle açık, “burada kalmasınlar” boyutundan, “yerinden kıpırdamasınlar”aşamasına geçmiş bulunuyor.
Haydar El Abadi’yi bu noktaya getiren nedenler de açık.
Çünkü bir parlamentonun yabancı bir gücün topraklarından çıkmasını istemesi yetmez, hükümetin de iki ülke arasında yapılan anlaşmaları iptal ettiğini açıklaması gerekir.