SANDIK Yolunda dizisi için 25 il gezdim, 2 vilayete de davetleri üzerine AK Parti ve CHP liderleriyle gittim.
Gezdiğim 27 ilde de seçimin havası yoktu, seçmeni de suskundu.
Buna birçok gerekçe sıralanabilir.
Örneğin, partilerin çevre kirliliği yaratmamak için afişlerini sadece parti ve seçim büroları önüne asmasının, seçim havasının oluşmasını engellediği söylenebilir.
Veya, terör nedeniyle partilerin miting programlarını iptalinin, seçmenin motive olmasını engellediğinden de söz edilebilir.
ÜÇÜNCÜ PARTİ
Ne denirse denilsin, uzun yıllar sonra fikrini kendine saklayan, suskunluğu tercih eden, siyasetten uzaklaşmış kitleyle karşılaştım.
İster “Suskunluk sarmalının” getirdiği sonuç, ister “İçe büzülme” deyin; partilerin konsolide ettiği toplumsal tabanların dahi yönünü değiştirecek, vurduğu yeri patlatacak veya dibe batıracak bir blok oluşmuş.
Hatta öyle bir blok ki üçüncü parti boyutunda...
Bir konuda görüşünü açıklarken bile rastlantısal yanıtlara başvuran, sandık başına gittiğinde aynı rastlantısal davranışı sergilemeye hazır bir kitle.
Onu bu noktaya getiren neden de sandıktan çıkan sonucun siyasiler tarafından yerine getirileceği inancının gittikçe erimesi.