Seçmen talepleri, belediye başkanlarının vaatleriyle ne derece örtüşüyor?
Ya da partiler, sosyolojik tabanlarının hızla değişen politikalarına uygun siyaseti ne oranda gerçekleştiriyor.
Bunu sormamın nedeni dün TBMM kulisinde milletvekilleri ve belediye başkan adayları ile sohbetimden edindiğim izlenimler.
Baştan belirteyim, arka arkaya yapılan seçimler seçmen taleplerini de tüketmiş ya da oldukça farklılaştırmış.
Çünkü her seçimde bir talebi, zorunlu ihtiyacı karşılanmış.
Abraham Maslow’un “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” kuramı işlemiş desem yeridir; her bir tamamlama bir yenisini üretmiş.
Her karşılamanın sonunda da yeni bir memnuniyetsizlik baş göstermiş…
Bazen de alt düzeydeki ihtiyaç karşılanmadan sunulan üst düzeydeki ihtiyaç anlamsız hale dönüşmüş.