CHP’nin dünkü “Anayasa Çalıştayı”, her bakımdan iyi hazırlanmıştı.
Salon düzeninden akademisyen seçimine kadar her konuda iyi çalışılmıştı.
Anayasa’dan beklentilerinden, başkanlık sistemine neden karşı olduklarına kadar her şey bir bütünlük içinde sunuldu.
CHP’nin son dönem gerçekleştirdiği etkinliklerin en iyisiydi; 1970’li yıllarını andıran birikimle doluydu.
Bugüne kadar kendisine yöneltilen, “Hep karşı çıkar, bir şey önermez”eleştirilerine yanıt verir ölçüde hazırlıklıydı.
Önce CHP Lideri Kılıçdaroğlu konuştu.
“Anayasalar toplumsal mutabakat metnidir, OHAL döneminde yapılamaz; bir partinin mutfağında, onun kültürüyle Anayasa hazırlanamaz” dedi.
Ardından silahlı saldı- rıya uğrayan Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, tekerlekli sandalyesinde oturumu yönetirken Anayasa vizyonlarını akademisyen hukukçu titizliğinde sıraladı.
Yaşananları, “Türkiye’nin OHAL kararnameleriyle Anayasa’sızlaştırması” olarak tanımladı.
‘FATURASI AĞIR OLUR’
Ara verildiğinde bir grup gazeteci, Kılıçdaroğlu ile sohbet ettik.
Başbakan Yıldırım ile MHP Lideri Bahçeli arasında Anayasa mutabakatı oluştuğu izleniminin doğduğu anımsatılınca, “Ortaya bir metin çıkmadan yorum yapmayı doğru bulmuyorum” dedi.
Yıldırım’dan randevu talebinin gelmediğini bildirirken, “Bahçeli ile mutabakat sağlanması halinde kendilerine geleceklerini sandığını” söyledi.
Karşı oldukları başkanlık sistemini kapsamayan Anayasa ile gelinmesi halinde katkı vermeye hazır olduklarını da açıkladı.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in, ASKON üyelerini kabulünde “AB’den kopmuş bir Türkiye’nin dünya algısı 3’üncü dünya ülkesidir” sözüne atıf yapıp ekledi: