Yerel seçimin kendi dinamiği bir yana, geçen seçimin kendine özgü bir başka gerekçesi daha vardı... Bundan dolayı, ilçelerde ve büyükşehirde aynı partinin neredeyse tulum çıkardığı vilayetlere tanıklık edildi. Bir iki yerde az nüfuslu ilçede, öteki parti adaylarının kazanıldığına tanıklık edilmiş olsa da merkez ilçelerde ağırlıklı olarak tek parti hakimiyeti yaşandı. Baştan belirteyim, bu seçimde böyle bir tulum çıkarma olayına tanıklık edilmeyecek... Nedeni de 2014 seçiminde başlanan "bütünleşik şehir" uygulaması... İkisinin arasında ne fark var derseniz, anlatayım... İlk uygulamasına geçen seçim başlandığında, o dönem aday olan belediye başkanları, ilçeler ile büyükşehir arasında farklı partilerin kazanması söz konusu olursa, hizmet akışında sıkıntı çekilebileceğine vurgu yaptı. Belde belediye başkanları kaldırılmış olan seçmen de daha iyi hizmet alacağı umudu ile büyükşehir ile ilçe belediye başkanlarını aynı partiden seçmeye özen gösterdi. BÜTÜN ŞEHİR SANCISI Mega kentler bir tarafa bırakılırsa, birçok büyükşehirde merkez ilçeler ile büyükşehir belediye başkanlarını seçmen aynı partiye bıraktı... Ancak aradan geçen zamanda seçmene vaat edilenlerin ağırlıklı bölümü yerine getirilemedi. Hatta uygulamada büyükşehir belediyelerinin buna hazır olmayan zihniyetleri ve yapılanmaları nedeniyle hizmetin tamamen tükendiği, var olanların da bir çırpıda elinden uçup gittiği beldeler yarattı. Daha önce beldesinde seçtiği belediye başkanı ile temsil kabiliyetini kaybetmiş olması bir yana, sorunun çözümü için kime başvuracağını da bilemez oldu. Seçim döneminde kepçeyle boşaltılan vaat yağmurundan, çay kaşığı kadarı beldesine düşmedi. Geçen hafta tamamladığım Anadolu'nun 18 büyükşehrindeki nabız turunda da bunun örnekleri ile karşılaştım. Hele bazıları da vardı ki belde seçmeni ateş püskürüyordu... KAMUNUN TERK ETTİĞİ KÖY En iyi örneklerinden biri de Mersin'in Tarsus'a bağlı Çiçekli Köyü... Belde olacak kadar nüfusu bulunan, toplam seçmen sayısı da geçmişte 1200 iken şimdi 750'ye inmiş... Doktor ve sağlık görevlisi, hemşire lojmanı da olan sağlık ocağı kapatılmış; her gün bulunan doktor ve hemşire, haftada bir uğrar olmuş. Lisesi kapatılmış, öğrenciler 30 kilometre uzaktaki Tarsus'a taşınmalı eğitimle gidip gelmeye başlamış; aileler bunun üzerine çocukları için ilçeye taşınmış. Gezip gördüm, caminin içinde çok güzel bir lojmanı olan imam da gitmiş, Cuma'dan Cuma'ya gelir olmuş, hatta gelmediği zamanlara da son dönem sıklıkla rastlanmış. Toplamda 14 köye hizmet verirken, şimdi bir başına kalmış, elinde avucundaki tüm kamu hizmetleri uçup gitmiş... Benzerlerini Türkiye'nin birçok kesiminde görmek olasıydı. TEMSİLCİSİ GİDİNCE Belediye başkanlarının ortadan kalkması sadece beldelerde değil, ilçelerde de sorun yaratmış. O güne kadar kendi ilçesine hizmet konusunda beceri sahibi olan kadrolar, bir anda çok sayıda beldenin bağlanması sonucu hizmet sunumunu gerçekleştiremez hale gelmiş; kilitlenmiş. Bu da sıkıntıyı daha da büyütmüş... Daha önemlisi, hakkını savunacak seçilmiş temsilcisi ortadan kalkınca çözüm aramak vatandaşın bireysel girişimine kalmış. Tek tek gidenin sözünü dinleyen ve fayda olana da rastlanmamış. Şimdi beldeler, ilçelerdeki aday belirleme sürecinde partiden veya büyükşehre kimin seçildiğinden daha çok, ilçesinde kimi seçeceğine bakıyor. Biliyor ki büyükşehre kim gelirse gelsin, sonuçta hizmeti bağlı olduğu ilçeden alacak. Buna bir de aday gösterilmeyen mevcut ilçe belediye başkanlarının başka partilerden adaylığını koyması eklenmiş. Üstüne de bu seçim önemli bir çekişme alanı olan muhtarlık yarışı binmiş. İlçelerdeki yarış, büyükşehir adaylığından çok daha önemli hale gelmiş... Bundan dolayı derim ki, bu seçim ilçelerdeki değişimin en yüksek olduğu sandığa tanıklık edecek... YENİ DÜZENLEME ŞART Anlaşılan o ki, iktidar ve muhalefet partileri de bunun yarattığı sorunu bu seçimde net görmüş. Nitekim iktidar partisinin etkin isimlerinden biri, "Bütünleşik şehir uygulamasında eksik bıraktığımız yerler çok oldu, keşke bu seçim öncesi bu aksaklıkları düzenlemiş olsaydık" dedi. Bu seçimde yapılacak düzenlemenin hem bu seçime etkisinin olacağını, hem de gelecek başkanların yeni düzenlemeyi bilerek göreve talip olmalarının sağlanacağının altını çizdi. "Geç kaldık... Ama el atmalıyız" dedi. Bu da gösteriyor ki bütünleşik şehir uygulamasından sadece temsilcisi kalmamış beldeler değil, seçtikleri vekiller de hoşnut değil...