Bir çevreye doğmuş, onun içinde ömrünüzü geçirmiş, onun girdisini çıktısını biliyorsanız, yaşadığınız hayatı çok kişi yaşamışsa, çok kişinin yaşadığını kendi hayatınız bellemişseniz eğer, dışarıdan birisi gelip sizi size anlatmaya başladığında önce anlattıklarını can kulağıyla dinler, sonra da "bu anlatılanlarının benim hayatımla ne ilgisi var, benim hayatım böyle bir hayat değil" dersiniz. Bu durum en çok kendini sanatta gösterir. Özellikle roman ve sinemada. Hatta sinemadan çok romanda. Çünkü roman dildir, sinema ise o dilin resimli hali... Sinema göze, roman beyine hitap eder; roman beyinde canlandırır resmi, o yüzden daha çabuk kana...