Bu yüzden çok sık giderim oralara. Önünden her geçtiğimde, o huzur veren, küçük mezarlığın Türk matbuat tarihinde, çoğu kimsenin bilmediği hazin yerini düşünür, kederlenirim.Kısa bir süre sonra öldürüleceğini bilen yirmi altı yaşında gencecik bir yazar, bir arkadaşına yazdığı vasiyet-mektupla bu mezarlıkta defnedilmeyi istiyordu ondan.Ama dileği yerine getirilmedi.O yüzden o mezarlığın yanından geçerken her defasında o uğursuz hadiseyi düşünür, o cinayete bir kez daha lanet okurum. * Vasiyetname gibi mektubun sahibi, 1910 yılında, daha önünde yürünecek dünya kadar yol varken yolu kesilip 26 yaşında, sokak ortasında, alenen katledilen gazeteci yazar Ahmet Samim'di.