Hakiki dostluk; senin parmağın kesildiğinde onunkinin kanamasıysa eğer, çok nadir rastlanan bir şey olsa gerek. Ömrünün sonuna doğru üç dört dostun varsa eğer, ölürken gözün arkada kalmaz, çünkü tabutuna mutlaka onlardan bir ikisi omuz verecek. Sen dostundan önce öldüysen eğer, kurtulmuşsun, çünkü kalan kendini yer bitirir, azap olur ona yaşamak; yaşadığı her lahzayı senin hayatından çaldığını sanır çünkü. Gerçek dost; Akif memlekete gelemiyorsa eğer, kalkıp onu görmek için Mısır'a giden Neyzen'dir. Neyzen boynunda rakı matarasıyla dolaşır, Akif "inançlı adam", tek derdi onu bu meretten koparmaktır. Mısır'dayken Akif her sabah misafirine Kuran okur, kapatır mukaddes kitabı, sıra ona gelir, Neyzen üflemeye başlar neye, çıkan ezgi Akif'in tilavetine benzer, Neyzen üfler üfler, Akif ağlar, ağlar...