Demliği çaydanlığın üzerine koydum, suyu kaynamaya bıraktım.Pencerenin önüne geçtim, İstanbul'u dinlemeye başladım.Şehir sesini bulmak üzereydi. Hani bir iki küçük öksürükten sonra insan sesine ayar verir de bir şarkı söylemeye başlar ya, şehir öyle bir hal yaşıyordu. Gece boyunca gittikçe kaybolan sesi, önce bir yerlerde usul usul duyulmuş, şimdi her yerden yükselen bir sabah türküsüne dönüşmüştü. * Güneş evimin arkasından doğuyor. Şavkı henüz karşıdaki yüksek binaların tepelerine vurmamış...