Muhsin Kızılkaya Habertürk Gazetesi

"Geyikli Gece"

Yaklaşmakta olan yeni yılın çağrışımlarından olsa gerek; nicedir hayatımızdan çıkan, artık şehir meydanlarında, tren istasyonlarında, vapur iskelelerinde, otobüs terminallerinde, postane...

30 Aralık 2018 | 4.474 okunma

Yaklaşmakta olan yeni yılın çağrışımlarından olsa gerek; nicedir hayatımızdan çıkan, artık şehir meydanlarında, tren istasyonlarında, vapur iskelelerinde, otobüs terminallerinde, postane önlerindeki küçük tahta tezgahlarda satılmayan, varlarsa bile küçük kırtasiye dükkanlarının, gazete satıcılarının tozlu, kimsenin elinin kolay kolay ulaşmadığı ücra raflarında ölüme terk edilmiş olan eski yılbaşı tebrik kartlarına gitti aklım.
Bir parça sim düştü karın üzerine, kar mı eridi, sim mi bilinmez, bir anda kayboldu sim.
Kar kızıl bir renge büründü.
Bir geyiğin çektiği kızak kara battı, sonra geyiğin kendisi... Çatal boynuzları dışarıda kaldı.
Kırmızı kurdeleye benzer bir şerit dolandı boynuzlarına. Bir yazı belirdi kartın üzerinde:
“Mutlu yıllar!”

*

Henüz Türkçe bilmediğim, sanki birileri sığınsın diye dağlar arasına saklanmış birkaç evden müteşekkil o ücra köydeki okul öncesi zamanlara gitti aklım.
“Üç ev görsek şehir sandığımız” yıllardı.
Tebrik kartı askerdeki ağabeyimden gelmişti.
Bir geyik bir arabayı çekiyordu. Kırmızı urbalar içinde, pamuk gibi sakalları olan bir adam sürüyordu arabayı...
Kar vardı, pul pul sim dökülüyordu karttan.
Kalabalık odada tebrik kartı havalandı, kart sanki bir top ışığa dönüştü.
Evin içinde gezintiye çıkan o top ışık, gaz lambasının aydınlattığı yarı karanlık odanın her tarafını beyaz bir ışığa kesti; altımızdaki ahırda geviş getiren hayvanların kokusunun insan kokusuna karıştığı yarı loş oda bir anda eğlenceli bir yeni yıl kutlamasının yapıldığı, ışıl ışıl bir mekana dönüştü.
Sanırım yılbaşı değildi.
O zamanlar yılbaşı diye bir şey yoktu hayatımda.

*

Bir geyik bekliyorduk.
Avcı İsmail geyik avına çıkmıştı gün doğmadan.
Dışarıdaki karanlığı bembeyaz kar delmişti. 
Açlıktan uluyan kurt sesleri geliyordu uzaklardan. 
Tilkiler dolanıyordu dışarıda.
Görünürde avcı yoktu.
Ama gelecekti, geyik getirmeye gitmişti.
Bu gece ille de geyikle bitecekti.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Cemaziyelevvelini bilmek! 28 Mayıs 2023 | 816 Okunma Nuri Sesigüzel'in türkü söylediği yıllardı! 24 Mayıs 2023 | 584 Okunma Çehov ile Yakup Kadri ne yapmak istedi? 21 Mayıs 2023 | 840 Okunma Yaşadığım yere bahar yeni geldi! 17 Mayıs 2023 | 607 Okunma "Akıl Defteri"ne düşen hatıralar 14 Mayıs 2023 | 356 Okunma