Memleketimizde ilk askeri darbe, bundan tam 400 sene önce, 1622 yılının Mayıs ayında oldu. O günden bugüne, tam 400 yıldır sürekliliği olan bir gelenek gibi siyasi hayatımızın bir parçası olup çıktı darbeler. Gelin Yeniçerilerin gündüz gözüyle, Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye'nin başındaki sultana karşı tertiplediği; divan edebiyatındaki mahlası "Farisî" olan, halkın "Genç Osman" adını verdiği padişah İkinci Osman'ın tahttan indirilip Yedikule zindanında boğazlanmasıyla sonuçlanan ilk askeri darbenin izini sürelim bugün. "Şeyh-ûl Müverrihin" (Tarihçilerin şeyhi) payesini almış Halil İnalcık ile tarih yazıcılığını, neşesi tantanasıyla bize şıngır mıngır raks eden bir dille anlatan, okudukça insanı tarihçi olmaya teşvik eden Reşat Ekrem Koçu'nun yazdıkları yol göstersin bize.