27 Mayıs 1960 günü, yazar Kemal Tahir'in duruşması vardı. Eğer o gün askeri darbe olmasaydı, daha önce 16 yıla mahkum olmuş ve bunun 13 yılını kesintisiz yatmış olan büyük romancı, muhtemelen ağır bir cezaya çarptırılacak, tekrardan içeri girecekti. Zaten dışarı çıktıktan beş sene sonra 6-7 Eylül 1955'te çıkan, "kendi düzenine sahip çıkamayan bir iktidarın beceriksizliği yüzünden kısa sürede bir devlet rezilliğine dönüşen" olaylardan hemen sonra, hadisede hiçbir dahli olmadığı halde Kemal Tahir ile Aziz Nesin gözaltına alınmıştı. "Atatürk'ün Selanik'teki evi Rumlar tarafından bombalandı" yalanıyla ortalığı velveleye verip Rum vatandaşların üzerine ahaliyi sürerek olayları başlatan "Seferberlik Tetkik Kurulu"nun "vatansever" elemanları ise gururla dışarıda dolaşırken olaylarla hiçbir alakaları olmayan "komünist" Kemal Tahir ile Aziz Nesin aylarca Selimiye Kışlası'nın zindanlarında ömür tüketmişlerdi. 27 Mayıs darbesi olunca birçok dava gibi Kemal Tahir davası da görülmedi. Normal koşullarda Kemal Tahir'in bu olaya sevinmesi lazım değil mi, darbe olmuş o da içeri girmekten kurtulmuştur ne de olsa! Ama o birçok solcu arkadaşının sevindiği gibi darbeye sevinmedi, onu coşkuyla...