Bir şehre gittiğimde, o şehirde ille de elli sene önce benim yaşlarımda bir çocuğu arar gözlerim beyhude bir çabayla. O çocuğu, saha kenarında futbol oynayanları seyrederken görürüm bazen. Bazen bir lokanta camından iştahlı iştahlı yemek yiyenlere, yediklerinizi keşke ben de yeseydim diye içinden geçirerek bakarken. Bazen bir çöplükte, olur da çöplüğe bilmeden birileri kıymetli bir şey atmıştır diyerek eşelenirken. Bazen şehir girişinde büyükçe bir taşa oturmuş, şehre girip çıkan arabaları seyrederken. Bazen bir sinemanın kapısında, parası çıkışmadığı için, sinemadan çıkan akranlarına filmi anlattırırken. Çoğu zaman da uzak bir yerde bulunan şehir çarşısına gitmek için; şehre kum taşıyan kamyonların arkasına asılırken.