Moskova'ya kar yağıyordu. Soğuk bir Aralık gecesiydi. Tımarhaneden Noel için dışarı çıkmış olan uçarı şair Sergey Yesenin elleri paltosunun cebinde hızlıca "Angelleterre Oteli"ne girdi, resepsiyondaki adama hiçbir şey söylemeden odasına çıktı. İçi titriyordu. Kafasının içinde ise fırtınalar esiyordu. Ruhu büzüşmüştü, bedeni şimdi sıcak bir yere kavuşmuş ama ruhu hala ayazdaydı.