Zamanı dipsiz bir kuyu; insanı o kuyuya inen ipe sarılmış da onun dibini bulmak üzere aşağı doğru bir yolculuğa çıkmış telaşlı bir yolcu farz edersek eğer, yolculuğun zahmetini, zamanın dibini bulmanın beyhude bir çaba olduğunu hatırlatmadan önce, yolculuğunun her aşamasında karşılaştığı şeylerin, bir önceki aşamadan o aşamaya gelmiş olan eski biçimlerden değişmiş yeni biçimler olduğunu hatırlatmamız gerekir her şeyden önce ona. Aksi taktirde "modernden" "ilkele" doğru bir yolculuk yaptığını sanır. İlk karşılaştıklarına "yeni" diye selam verip, sonradan yoluna çıkanlara "eski" diye burun kıvırabilir veya "eskiye" özlem duyup "yeniye"...