Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan bütün askeri darbelere bakın;
hemen hepsinin muhafazakâr sağ partilerin hükümetlerini
devirdiğini, hemen hemen bütün darbecilerin aynı “sol jargonu”
kullandığını; ilk etapta solcu aydınlardan, üniversite
hocalarından, yüksek yargı mensuplarından hafif de olsa destek
gördüğünü, başarılı olur olmaz ilk yöneldikleri kesimin de
“solcular” olduğunu; bu durumun her askeri darbe döneminde
tekrarlandığı halde solcuların pek akıllanmadığını, bir süre sonra
askeri darbelerden tekrar medet umduklarını, bu tutumlarının da
darbecilerin işine geldiğini, desteklerini kazandıktan sonra da ilk
balyozu onların kafasını indirdiğini göreceksiniz.
Ezcümle, Türkiye’de sol aydınlarla askerlerin ilişkisi patolojik
bir ilişkidir. Militarizmden nefret ettiklerini söylerler ama
alttan alta da askerlerden medet umar, gizliden gizliye onlara
tuhaf bir sempati beslerler.
“Gericilere” karşı askerleri hep müttefik olarak görürler. Kendi
“devrim”leri ile askerlerin “ihtilal”inin aynı kökten geldiğini
bilirler çünkü.
*
Hemen hemen birçok solcu Türk aydınının saklı yanında bir
“komutanlık” sevdası yatar. 1970’lerin başında, “devrim” yapmak
için kurdukları ilk örgütün (THKO) adının içinde “ordu” kelimesinin
geçmesi, uzun yıllar boyunca “askeri parka” ve “postal” giymeyene
“kız vermemeleri”, postal ve parkayı gençler arasında “dönemin
modası” haline getirmeleri boşuna değildi.
Hele hele dillerinden hiç düşmeyen “devrimci marşların” hep bir
uygun adım makamında olması da cabası...
*
Askerler darbe yapar ve her defasında onlardan medet uman solcu
aydınlar, birden kendilerini işkence odalarının en kıymetli
misafiri olarak görürler. Sopayı yedikleri andan itibaren, ikinci
bir askeri darbenin olgunlaşma dönemine kadar “darbe” karşıtı
kesilirler.
Yaratılarında, anti militarist söylemi ana tema yaparlar. Bu konuda
birbirinden kalın kitaplar yazarlar. Darbe döneminde askerlerin
kendilerine ettiklerini çocuklarına anlatırlar.
Film yaparlar, tiyatro eseri yazarlar, resim yapar, müzik
bestelerler. “Vurulduk ey halkım, unutma bizi” türküsünü yüksek
sesle koro halinde söylerler.