Edebiyat tarihinin mihenk taşı romanlarından birisi olarak kabul edilen “Savaş ve Barış”ta; “Güç, her zaman kullanılmayacak kadar değerli ve özenle saklanacak kadar kıymetli bir sermayedir,” diyen Tolstoy 20 Kasım 1910’da karısıyla giriştiği şiddetli bir kavganın neticesinde evinden ayrıldıktan on gün sonra küçük bir tren istasyonunda hayata veda ettiği an; Mehmed Uzun’un Mezopotamya coğrafyası için söylediği sözden mülhem diyebiliriz ki “deha o gün Rus topraklarını terk etti ve o günden bugüne bir daha uğramadı o coğrafyaya”.
Tolstoy Rusya’nın gördüğü son dâhiydi.
Daha sonra dünya siyasetinde yeni bir çığır açan Lenin geldi, Troçki geçti semalarından, Stalin demir yumruğunu indirdi ahalinin tepesine ama hiç birisi dünyanın gözünde “büyük Rus” payesini kazanmadı.