Sıcaktı, ay büyüyordu, Eylül'dü, Toroslardaydık. Ben ne dersem diyeyim, hiçbir zaman Yaşar Kemal gibi diyemem, anlatamam onun anlattığı gibi orayı. Yolun bittiği uzak bir şehirde, etrafım çepeçevre aşılmaz dağlarla çevriliyken, ovanın gerisinde bir set gibi duran, onun anlattığı gibi hafızamda biçim alan Toroslar, şimdi üzerinde durduğum gibi durmuyordu o zamanlar. Ne ayakları kanatan devedikenleri vardı aşağıda bıraktığımız ovadan buraya bulaşmış, ne de eşkıyanın sığındıklarına benzer mağaralar...