Her sürgün "tarihin dışına" atılmış bir insandır. Kendini ve mekanı yeniden var etmek, tekrar "tarihin içine sokmak", onun bir parçası haline getirmek ancak edebiyat yoluyla mümkündür. "Tarihin dışında" kalmış o mekanları, oralara sürgün edilen büyük yaratıcılar yeniden var eder; sanatsal yaratıları sayesinde oraları alıp tekrar tarihin bir parçası haline getirirler.