Dışarıda oluk oluk yağmur yağıyor. Gecenin bir hayli geç bir saati. Şehir uykuda. Arada bir çakan şimşek, oturduğum odanın duvarını kısa bir süre aydınlatıyor, ardından gelen gök gürültüsüyle birlikte sönüp başucumda yanan okuma lambasıyla baş başa bırakıyor beni. "Biraz daha ışık," diyorum rafta duran Goethe'nin "Faust"una bakıp gülümseyerek, kalkıp odanın lambasını da yakıyorum.