Günlerdir Aziz'le dolaşıyorum İstanbul'u. Daha sonra gelecek İstanbul'a o, şimdilik İstanbul'u benim kadar bilmiyor. Erzurumludur Aziz. Daha çocuk sayılır, 15 yaşında... Onunla yaşıyorum, onunla yemek yiyor, onunla bir kahvede oturup çay içiyor, onunla bir kitapçıya giriyor, onunla durup bir eski yapının ihtişamını seyre dalıyorum hayran hayran. Kafamın içini işgal etmiş, hiç ummadığım bir anda aniden bir şeylere dalmışken yakalıyor beni, uzak durayım istemiyor. Gölgem gibi; oysa "gölgeler çabuk ölür" diyen bendim, bu gölgenin ölmeye hiç niyeti yok gibi. Aziz evden kaçmış bir çocuk değil. Sadece eve gitmiyor. Kürtçenin Hakkari ağzında"zîz" diye bir kelime var. Koca evinden baba evine kaçan kadınlar için kullanılır daha çok. Aziz'in evden gidişini ben sadece "zîz" kelimesiyle izah edebilirim ancak, Aziz'le kafiyeli olması tamamen tesadüf...