Ortaya uzun çabalardan sonra konan bazı güzel işler vardır, bir vesile ile gündem olur, konuşulur, işi halledenlerden bahsedilir ama o eseri ortaya koyan asıl kişinin ismi hiçbir yerde geçmez! Hani, Bülent Ecevit'in Rabindranath Tagore'dan yaptığı tercümelerin birinde "Aleve aydınlığı için teşekkür et ama tükenmeyen bir sabırla gölgede durarak lâmbayı tutan eli unutma" diye bir söz vardır ya, işte onun gibi...
Bahsedeceğim “gölgedeki el”, Mihrican Kılıç Özer adında kitap restoratörü bir hanıma ait; zamanla yokolup gitmekten kurtardığı kitap da“Batlamyus Atlası”; yani Topkapı Sarayı’nda muhafaza edilen ve geçen hafta yaşadığımız “salak” muhabbeti sırasında bahsi az da olsa geçen elyazması eser...
‘MATTHEW’ DEĞİL, ‘MATTA’!
Milâttan Sonra ikinci asırda Mısır’da yaşayan Yunanlı âlimin elyazmasına şimdilerde “Ptolemaios Atlası” deniyor ama Ptolemaios’tan burada “Batlamyus” diye sözedeceğim.