Şu mâlûm ve uğursuz darbe teşebbüsü meselesini şimdilik bir tarafa bırakıp başka bir konudan bahsetmem gerekiyor; zira bu gergin ve netameli ortam yüzünden belki hatırlamaya vakit bulamayacağımız ve Türkiye’nin devlet olarak varlığının hukuken ortaya çıkmasını sağlayan çok önemli bir olayın, yani Lozan Anlaşması’nın imzalanmasının bugün 93. yıldönümüdür.
Başka memleketlerin tarihinde Lozan kadar tartışılmış, üzerinde bilen bilmeyen hemen herkesin tek bir maddesini bile okumaya zahmet göstermeden konuşup ahkâm kestiği, hattâ hakkında düşünülmesi bile zor yalan iddiaların ortaya atıldığı böylesine önemli bir kurucu anlaşma yoktur!
Lozan’ı yerden yere vurmak bizde bazıları için geçim vasıtasıdır, ekmek parasıdır, hattâ ortalıkta “üstad” havalarında dolaşmanın yolu da ucuz karalamalardan geçer! Bu kadarla kalmayıp Lozan’ı kullanarak işi devletin kurucu babalarına, rejime, vesaireye getirirseniz “üstad” olmakla kalmazsınız, sizi “kutup” kabul edenler bile çıkabilir.
Anlaşmayı karalayanlar bazı kanunlardan çekindikleri için en yukarıdaki ismi telâffuz edemez ve sadece İsmet Paşa’nın aleyhinde veryansın ederler...
BİLİRLER VE SÖYLEMEZLER!