Efes harabelerine masalar yerleştirilip akşam yemeği verildi diye bir kıyamettir kopuyor...
Neymiş efendim, dünya kültür mirası olan Efes gibi bir yerde böyle iş olmazmış; bu hem tarihe saygısızlıkmış, hem de mekân zarar görürmüş, üstelik tarihî yerlerde artık neredeyse düğünlere ve sünnetlere de izin verilecekmiş!
Keşke verilse, nerde o günler!
Ben Efes’ten çok daha eski bir mekânda verilen yemek ve konser gibi etkinlikler ile bundan 30 sene önce, 1987’de tanıştım: Giuseppe Verdi’nin meşhur operası “Aida” o sene Giza Piramitleri’nde, Lüksor’da, Haçepsut Tapınağı’nda ve yanlış hatırlamıyorsam firavunlar devrinin başkentlerinden Teb’de sahneleniyordu.
O yıllarda Mısır’da yaşıyordum, Aida’yı konusunun geçtiği mekânlarda seyredip dinleme şansını yakalamam bir daha mümkün olmayabilirdi ve aylığımın neredeyse yarısını verdim, ön sıralardan bilet alıp Lüksor’a gittim.
Radames’i Placido Domingo, Aida’yı da Maria Chiara oynuyordu ve Lüksor Tapınağı’nın önünde kurulan sahnede bin küsur oyuncu ile birkaç yüz atlı vardı!