Önceki gün, Elmalılı Hamdi Efendi’nin “Hak Dini Kur’an Dili” isimli meâlinin başına gelenlerden sözettim ve yazım hayli ses getirdi.
Sonra Elmalılı’nın vârislerinden olan ve aileyi temsil eden torunu Mehmet Hamdi Yazır ile görüştüm...
Hamdi Yazır’ın söylediklerini nakletmeden önce, iki gün öncesine kadar benim de sık yaptığım bir hatâyı düzelteyim:
Yazımın sonunda “Şimdi, merak ettiğim bir husus daha var: Elmalılı Hamdi Efendi’nin vârislerinin, meselâ büyük âlimin torunlarından olan sevgili Okan Bayülgen’in dedelerinin eserinin bu hâle getirilmesini öğrendiklerinde ne düşünecekleri ve ne yapacakları...” diyordum.
Okan Bayülgen bilinenin ve benim de bildiğimin aksine Elmalılı Hamdi Efendi’nin değil, Hamdi Efendi’nin baldızının torunu imiş ve aralarında kan bağı yokmuş.Elmalılı Hamdi Efendi hakkında daha önce söylediği “Biz onun evlâtlarıyız”şeklindeki manevî bağlılığa işaret eden söz “Elmalılı’nın torunu” olarak anlaşılmış ve karışıklık buradan kaynaklanmış.
Bayülgen zaten yazımın ardından dün sosyal medyadan bir açıklama yaptı ve“Ailemizin gurur duyduğu büyüğüdür. Yasal mirasçıları ile ilgili bir süreçtir. Onların tasarrufudur. Bir girişimde bulunacaklardır herhalde” dedi...
‘ENTELLEKTÜEL HAK’ KAVRAMI
Şimdi, Elmalılı Hamdi Efendi’nin asıl torunu olan ve büyük âlimin bütün arşivini muhafaza eden Mehmet Hamdi Yazır ile konuştuklarımın bir kısmından bahsedeyim: