Haber, internette birkaç gündür “Hayrettin Hoca âlim olduğunu iddia etti” yahut“Hayrettin Hoca’dan ‘Ben âlimim’ çıkışı”, vesaire gibisinden başlıklarla dolaşıyor.
“Hayrettin Hoca” dedikleri Prof. Dr. Hayrettin Karaman’ın kim olduğunu yazmama lüzum yok, mutlaka biliyorsunuzdur...
Hoca’nın ilmini ilânı sadece internet sitelerinde değil, mutluluğu etrafa hakaret yağdırmakta bulanların mekânı olan sözlüklere de düşmüş; yazıyor babam yazıyorlar! Bazı sözlük düşünürleri Erol Büyükburç’un bir yarışmada sarfettiği“Ben saksı değilim!” sözü ile Prof. Karaman ile arasında bağlantı kurmuş, emsalsiz soğukluklarından istifademizi sağlıyorlar...
“Ben âlimim” ifadesinin, Hayrettin Hoca’nın köşesinde geçtiği söyleniyordu; merak ettim, yazısının tamamını okuyayım dedim, son birkaç haftada yazdıklarını tekrar gözden geçirdim, rastlayamadım ama biraz daha uğraşınca buldum... Yazının başlığı “Müslüman entellektüel olur mu?” idi ve ne zaman yayınlanmıştı biliyor musunuz?
3 Şubat 2011’de, yani bundan tam tamına dört buçuk sene önce!
BONJUR EFENDİM, BONJUR!
Bir köşe yazısından bu kadar zaman sonra haberdar olup gündeme getirenlere, yorum yapanlara, konuyu oraya-buraya çekiştirenlere, sosyal tatminsizlere doyum sağlayan sözlüklere ve hattâ yazıyı kullanan dergilere diyecek birkaç sözüm var:
Bonjuuuur! Bonjur efendim bonjur, günaydın, sabah-ı şerifleriniz hayırlı olsun!
İşitmemiş olabilirsiniz, sizlere bir başka taze haber daha vereyim: O da maalesef rahmetli oldu, 1938’in 10 Kasım sabahı Dolmabahçe Sarayı’nda kaybettik!
Daha geçenlerde, 3 Mayıs 1481’de Gebze ile Maltepe arasında bir yerlerde sebebi bir türlü anlaşılamayan ölümden de haberdar olmuş mu idiniz? Asıl ismi“Mehmed” olan ve “Fatih” diye bilinen zâtın vefatından?