Gençlik senelerimde, uzak diyarlardaki birkaç şehri ve o şehirlerdeki bazı mekânları günün birinde görebilmeyi hayâl ederdim: Meselâ Tibet'in başkenti Lhasa ile Budistlerin ruhanî lideri Dalay Lama'nın oradaki sarayı Potala'yı, 1991'e kadar bir Sovyet Cumhuriyeti olan Özbekistan'ın Semerkand şehrini, özellikle de Timur'un Senerkand'daki türbesi "Gur-ı Emîr"i ve nihayet yine Özbekistan'daki iki hayal kenti: Buhara ile Hive'yi... 1970'li ve 80'li senelerde bu şehirlere gidebilmek imkânsız gibi idi. Tibet artık Çin'in bir eyaleti olmuştu ve turist kabul etmiyorlardı, aynı imkânsızlık Özbekistan için de sözkonusuydu.