Trump’un kararı uluslararası hem hukuka, hem barışa, hem de hak ve adalet kavramlarına tamamen terstir ama ardından yaşananlar bakımından çok daha hüzün verici bir tarafı vardır: Türkiye’nin haricinde hiçbir İslam ülkesinin bu oldu-bittiye karşı çıkamaması, Trump’a “Golan denen yer aslında Suriye’ye ait iken ve ortada Birleşmiş Milletler’in İsrail’i bölgeyi terketmeye çağıran kararları varken sana ne oluyor? Kimin toprağını kime veriyorsun?” deme cesaretini bulamamış olması!
Mısır’ın Cemal Abdülnasır’ının, Suriye’nin Salâh Cedid’inin ve Ürdün’ün Hüseyin’in 1967’de beraberce sahneledikleri emsalsiz beceriksizliklerinin neticesinde İsrail’in işgaline uğrayan Golan Tepeleri, Ortadoğu’nun yarım asırdan buyana müzmin derdidir!
Golan Tepeleri’ne bundan seneler önce Kudüs’te bulunduğum sırada zar-zor izin alarak bir-iki defa gitmiştim. Aşağıya baktığınızda bir tarafta alabildiğine Suriye, diğer tarafta da Ürdün uzanıyordu ve en yüksek noktalardan birinde turistler için konmuş teleskopu andıran dürbünler vardı!