İSTANBUL’da, Galata taraflarındaki Müslüman mahallelerinde 1839 ilkbaharında büyük bir yangın çıktı ve ahşap binalar çıra gibi tutuştu...
Şehirde itfaiye teşkilâtı yoktu, yangını halk ve askerler beraberce söndürmeye çalıştılar ama çabalar işe yaramadı, alevler bir evden öbürüne atladı...
O günlerde Jupiter adında bir Fransız savaş gemisi İstanbul’u ziyarete gelmiş ve limanda demir atmıştı. Geminin 21 yaşındaki kaptanı François alevlerin gittikçe büyüdüğünü görünce 200 kadar denizciyi ellerinde su kovalarıyla karaya çıkarıp yangın mahalline gönderdi ve yangın, alevlerle mücadeleyi bizden daha iyi bildikleri belli olan Fransız askerlerinin yardımı ile söndürülebildi...
Denizciler çatılara tırmandıkları, kovaları elden ele taşımak için insan zinciri oluşturdukları yahut yanan binaları alevlerin başka yerlere sıçramaması için baltalarla yıkmaya çalıştıkları sırada geminin kaptanı François’nın ne yaptığını imkânı yok tahmin edemezsiniz:
Alevlerin karşısına geçti, önüne bir resim sehpası, sehpanın üzerine de boş bir tuval koydu; paletini, fırçalarını ve boyalarını eline alıp yangının tablosunu yaptı!
PARİS KONTU’NUN EŞYALARI