Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin öğrencilerinden Hasan İsmail H., kendisini imtihanda kopya çekerken yakalayıp zabıt tutan araştırma görevlisi Ceren Damar’ı önce bıçakladı, sonra da babasının beylik tabancası ile vurup katletti...
Cinayet hakkında ortaya türlü türlü fikirler atıldı, meselâ Fatih Altaylı konuyu haklı olarak “Kurtlar Vadisi” seyrederek büyümüş nesle bağladı ve “Olacağı buydu, oldu” dedi.
Hadisenin üzerinde pek durulmayan bir tarafı daha var: Cinayeti işlemesinden önce intiharı düşünen, hattâ bir de mektup hazırladığı iddia edilen katil zanlısının mektupta geçen “Beni bunu yapmaya mecbur bıraktılar. Dersler çok ağır, bir kitap 500 sayfa. Siz hiç kopya çekmediniz mi? Beni bunu yapmaya mecbur bıraktılar” şeklindeki ifadeleri…
Vahametin farkında mısınız? 500 sayfalık bir kitap artık bazı kişilerin akıl sağlığını bozmakta, okuma mecburiyeti cinayet sebebi olmakta ve insanları katil yapmaktadır!
Bugün bu hacimdeki bir ders kitabını eziyet gibi gören öğrenci İstanbul Hukuk Fakültesi’nde 40’lı ve 50’li senelerde Sıddık Sami, Hıfzı Veldet yahut Tahir Taner gibi hocaların okuttukları herbiri bin küsur sayfa olan ders kitaplarını hıfzetme mecburiyetinde kalmış olsa idi herhalde katliam yapardı!
Meselenin esası, gençlerin, hattâ öğrencilerin artık kitaba tahammül gösterememeleridir! 500 sayfalık kitap gence ağır geliyor, meslek sahibi olmanın şartının birçok kitabı ardarda hatmetmekten geçtiğini düşünmüyor; işin kolayına kaçmayı, yani kopya çekmeyi tercih ediyor ve yakalanınca da yakalayan hocanın gidip canını alıveriyor!