TÜRK Hafif Müziği, Kayahan’ın vefatı ile çok önemli bir ismini, daha doğrusu gerçek bir bestecisini kaybetti.
“Yorumcu”, “icracı”, “sanatçı” demiyorum, zira Kayahan bence bunların hepsinden önce “besteci” idi; Allah rahmet eylesin.
Türk Hafif Müziği, kimliğini şimdilerde belirlemeye çalışan ama henüz tam“oturmamış” bir musikidir. Uzun seneler devam eden “aranjman” yani“uyarlama” döneminin ardından gelen kimlik kazanma devri hâlâ devam etmektedir ama özgün ve kalıcı eser veren besteci sayısı hâlâ azdır.
Bu müziğin macerasını yakından takip etmiş olanlar gayet iyi bilir ve hatırlarlar:“Aranjman” dönemi, adı üzerinde, Batı’da revaç bulmuş bazı eserlerin üzerine Türkçe sözler yazılarak icra edilmeleri idi. Bu uygulama aslında bugün de devam ediyor ama eskisi ile arasında önemli bir fark var: Aranjman zamanında orijinal bestenin kime ait olduğu söylenir, asıl besteciler zamanın 45’liklerinin üzerine de genellikle kaydedilirdi. Söz yazarı derseniz, başta Fecri Ebcioğlu olmak üzere zaten bir-iki kişiden ibaretti ve rağbet gören parçayı kimin “Türkleştirdiği”bilinirdi.