Başkalarının vatandaşlık bilgilerini elde edenlerin açtıkları dertler hakkında, gazetelerde uzun müddettir haberler çıkıyor: Kimlik bilgilerini ele geçirip bir değil birkaç cep telefonu alanını mı ararsınız, şişkin faturalar ile kimlik sahibinin başını yakanı mı, yoksa yine adını kullanarak şirket kurup her türlü üçkâğıdı çevireni mi, hangisini?
Bütün bu sahtekârlıkların sebebi, kimlik bilgilerinin, özellikle de vatandaşlık numaralarının artık sebil gibi etrafa saçılır hâle gelmiş olması...
Bir yere kurye ile kitap, belge, vesaire mi göndereceksiniz? Birçok kurye şirketi vatandaşlık numaranızı istiyor, vermediğiniz takdirde de göndermeyi kabul etmiyor! Yahut birisi size aynı şekilde kurye ile bir şey mi gönderecek olsa kapınıza getirdiklerinde ilk sözleri “Vatandaşlık numaranız!” oluyor. Bankada ufak bir işiniz mi var? “Kimliğiniz beyefendi?” deniyor, sonra kaşla göz arasında şakkadanak bir fotokopi ve kimlik bilgileriniz artık umumun emrine âmâde..
FOTOĞRAFI UNUTMUŞLAR!
Birkaç gün önce, bir arkadaşımın hanımının başına bu yüzden hayli dert geldi...
Evlerine icra dairesinden tebligat yapılmış ama ne tebligat! Zarfın üzerinde hanımın adı, soyadı, babasının ismi, doğum yeri ile tarihi ve bütün bu bilgiler yetmezmiş gibi bir de vatandaşlık numarası yazılı! Hanımın herhalde vesikalık fotoğrafını da koyacaklarmış ama zarfta yer kalmadığından olacak, becerememişler!