Kriptografi, kelime mânâsı ile “gizli yazı” demektir. Bir yazının, notun, açıklamanın yahut herhangi bir bilginin başkaları tarafından ele geçirildiği takdirde okunup anlaşılmasına engel olabilmek için asırlar boyunca bu yola, yani şifrelemeye başvurulmuş; işe harflerin yerlerinin değiştirilmesinden başlanmış, sonraki devirlerde teknolojinin de gelişmesi sayesinde değişik kodlama sistemlerinden istifade edilerek daha başka metodlar bulunmuştur.
Hele bilgisayarların işin içine girmesi ile şifreleme çok daha karmaşık hal almış, şifreli metinlerin eskilerin “miftah” dedikleri şifre anahtarı olmadan çözülebilmesi nerede ise imkânsızlaşmıştır.
Son senelerde bu şifre işine merak salıp millet olarak öyle bir şifre uzmanı kesildik ki, CIA ve benzeri istihbarat örgütlerinin kriptografi metodları ilmimizin yanında haltetmiştir, hiç kalırlar!
Gazetelerde, özellikle de internet sitelerinde hemen her gün “şifre” ve “kod” sözlerinin geçtiği “Filâncanın konuşmasının şifrelerini açıklıyoruz”, “Bilmemne olayının kodlarını çözdük” yahut “İşte, falanca gelişmenin gizli kodları” gibisinden haber başlıkları görürsünüz. Bazılarına göre edilen her söz, yapılan her iş mutlaka birer şifredir!