Topkapı Sarayı Müzesi'nde birkaç haftadan buyana sessiz-sadasız ama yoğun bir faaliyet vardı: Saraydaki imparatorluk dönemi arşivinin Osmanlı Arşivleri'ne devrine karar verilmişti ve devir için hazırlık yapılıyordu. "Saray arşivi" denince öyle günlük yazışmalardan, mutfak defterlerinden yahut diğer ıvır-zıvır kayıtlardan ibaret bir evrak yığınından sözettiğimi zannetmeyin. İçerisinde başta padişahların yazışmaları olmak üzere devletin en üst seviyesindekilerin resmî muhaberatının, saray teşkilâtı ile ilgili kayıtların, Osmanlı tarihinin Hürrem, Kösem veya Tarhan Sultan gibi meşhur hanımlarının ve daha birçok önemli evrakın yeraldığı 230 bin civarında belgeden bahsediyorum!
İşin tuhaf ve tuhaftan da öte acı tarafı, padişahların Topkapı Sarayı’nı terketmelerinin üzerinden bir buçuk asırdan fazla, Cumhuriyet’in ilânından buyana da doksan küsur sene geçmiş olmasına rağmen bu arşivin tam olarak hâlâ tasnif edilememesi idi!
ÜSTADLAR BİLE GÖREMEDİLER!
Osmanlı Tarihi’nin, özellikle de klâsik dönemin şimdiye kadar tam olarak yazılamamasının sebeplerinin başında çok önemli kaynaklarının yeraldığı saray arşivinin tasnifinin tamamlanamaması ve bir türlü tam olarak açılamaması geliyordu.