Ana muhalefet partisinin üst düzey yöneticisi hiddet içerisinde açıklama yapıyor, “Milletin malının-mülkünün Katar’a gittiğini” söylüyor...
Bu sözlere inanacak olsanız, Katarlılar’ın milletin malını-mülkünü ceplerine koyup götürdüklerini düşünürsünüz...
Muhalefet partisinin meslekten ekonomist olan yöneticisi böyle bir işin mümkünsüzlüğünü, paranın geldiğini ama hiçbirşeyin gitmediğini ve satılan malın, hissenin, vesairenin burada kalacağını bilmesine bilir, hattâ gayet iyi bilir ama siyaset yapıyor ya, böyle söylemeye mecbur!
Bu mantık, en pahalı semtlerindeki birbirinden kıymetli gayrımenkulleri senelerden buyana petrol zengini Araplar’a ve ardından da oligark Ruslar’a satılan Londra’nın yerinde şimdi yeller estiği mânâsına gelir!
Sadece Londra değil, Fransa’nın Cote d’Azur’deki, yani Akdeniz sahillerindeki şehirlerde de öyle...