Hayrettin Hoca’nın, yani Hayrettin Karaman’ın geçen gün İran hakkında önemli bir yazısı vardı: İran’da Fars milliyetçiliğinin güçlendiğini, “Yeni Safeviciliğin” teorisyenlerinden olan Cevad Tabatabaî’nin etkisinin arttığını, Arap ve Türk karşıtlığı hareketlerin yaygınlaştığını söylüyordu...
Hoca’nın yazdıkları tamamen doğru; şikâyetler birkaç senedir işitiliyordu ama bunlarla beraber Âzerîler arasında “bozkurt selâmı”nın yaygınlaştığı da anlatılıyordu...
İran’da Şii doktrininin daha da Farslaştırılması hakikaten yoğun hâle gelmiştir ama tuhaflık bu politikayı ortaya koyup uygulayanlar arasında en başta gelenlerin Âzerî, yani aslen Türk olmalarıdır.
Meselâ İran’ın şu anda güçlü ismi olan dinî lider Ayetullah Ali Hamaney baba tarafından Âzerî’dir ve Türkçe’yi Âzerî şivesi ile mükemmelen konuşur!
Bunu bir yerden işitmedim, yahut okumadım, bizzat şahit oldum! 1980’lerde muhabir olarak uzun müddet bulunduğum İran’da o zaman Cumhurbaşkanı olan Hamaney ile defalarca karşılaşıp konuşmuştum ve konuşmalarımız Farsça veya başka bir dilde değil, Türkçe geçmişti!
ON ASIR ÖNCEKİ SÖZLER
Ve, birkaç tuhaflık daha: Yeni Safevîlik akımının önde gelen ismi Dr. Cevad Tabatabaî de Tebrizlidir, yani o da Âzerî’dir. Modern İran’da bütün bu Arap ve Türk karşıtı düşüncenin başlatıcısı olan ve İslam Devrimi’nin ardından, 1983’te ölen Mahmud Afşar Yezdî de adından anlaşılacağı gibi Fars değildir; Afşar Boyu’ndan bir Türk’tür, üstelik bütün bu politikanın temelinde yeralan Safevî Hanedanı’nın da Farslık ile bir alâkası yoktur. Şiilik’i 16. asrın başında İran’ın resmî mezhebi yapan Şah İsmail, özbeöz Türk’tür.
Garip ve hazin değil mi? İran’da şimdi Safevî milliyetçiliği üzerine inşa edilmeye başlayan yeni doktrinin mimarları ve esas alındığı söylenen düşünce aslında Türk hanedanlara ait ama uygulanan modern Şii doktrin ile politikalar İran milliyetçiliği temeline dayanıyor!