Sizi bilmem ama son günlerin nerede ise tek ve en önemli hadisesine dönen Sıla ile Ahmet Kural meselesinden ve Acun'un Şeyma Subaşı'dan boşanması hikâyesinden bana artık gına geldi! Gazeteleri açıyorsunuz yahut internetin haber sitelerine giriyorsunuz, karşınızda hep bu iki hadise! Falanca tarafın avukatı gazetecilere bilmemne demiş; filânca savcılığa başvurup şunu şunu şunu istemiş, Miami'ye giden Şeyma Subaşı bilmemkimin partisine katılmış, o bunu yapmış, bu şunu etmiş, sakız gibi uzayıp duran aynı terâne... Sınırlarımızın dört bir tarafında kıyametler kopuyor! Ukrayna kan gölüne döndü dönecek gibi, Suriye'de günün birinde bize mutlaka musallat olup başımıza dertler açacak yeni devletçiklerin inşasına çalışılıyor... Suudiler cesaret mi yoksa küstahlık mı olduğu pek anlaşılamayan bir cür'ete kapılıp İstanbul'un göbeğinde kanlı bir cinayet işliyorlar, Körfez deseniz her an yepyeni sıkıntılara gebe, Amerika ile Çin arasında ciddî bir ekonomik savaş var ve bütün bunlar olup biterken memleket birkaç ay sonra yapılacak çok önemli bir seçime hazırlanıyor; biz ise Sıla'nın, Ahmet'in, Acun'un, Şeyma'nın, falancanın, filâncanın derdindeyiz!