Bu hafta Meclis Başkanı Binali Yıldırım'ın Özbekistan'a yaptığı resmî geziye katıldım, daha önce gördüğüm birçok tarihî ve dinî mekânı tekrar ziyaret edebildim ve Türkiye'nin tarihini geçmişte derinden etkilemiş olan bir şahsiyetin, Timur'un kapalı tutulan asıl kabrini de görebilme imkânını buldum.- Taşkent Havaalanı'ndaki resmî karşılama töreninden bir enstantane: Özbekler, misafir devlet adamlarını uçağın önünde geleneksel "nöbet vurma" merasiminde kullanılan Türk borusu "kerney" ve "bendir" çalarak karşılıyorlar.Seneler önce de yazmıştım: Bu savaşın hatırası canlılığını Ankara'nın havaalanı "Esenboğa" sayesinde hâlâ muhafaza etmektedir: "Esenboğa"nın aslı "İsen Buga"dır, Timur'un ordusundaki generallerden birinin ismidir, bazı harp tarihçilerine göre ön saftaki hücum birliklerinin yahut Timur'un Yıldırım'ı perişan eden meşhur fil müfrezelerinin kumandanıdır. Ankara Savaşı sırasında karargâhını şimdi hâlâ onun adıyla anılan yerde kurmuş, burada bulunan küçük yerleşim merkezi asırlarca "Esenboğa" ismini taşımış ve 31 Mayıs 1956'da inşaatı tamamlanarak sivil havacılığa açılan havaalanına da bu köyün adı verilmiştir. - Timur'un torunu ve tarihin en büyük astronomlarından olan Uluğ Bey.Timur, bundan altı asır önce yaşanan bu mücadelenin neticesinde Yıldırım Bayezid'i ve henüz kurulma aşamasında olan Osmanlı Devleti'ni perişan ettiği için bizde pek sevilmemiş ve bir kesim tarafından asırlardan buyana nefretle anılmıştır. Ama, onun Türk ve Türkçe konuşan bir devlet adamı olduğunu, Semerkand'ı başkent yaparak büyük bir medeniyet inşa ettiğini, torunlarının kurduğu ve yüzyıllarca hüküm süren diğer Türk devletlerinin de bu medeniyeti zirveye taşıdıklarını bilenler de vardır.Ben, bu ikinci görüşte olanların tarafındayım... - Timur'un torunu ve Timur İmparatorluğu'nun hükümdarlarından olan Uluğ Bey'in Semerkand'da 1420'lerde kurduğu rasathaneden bugüne sadece yılın uzunluğunu belirlemede kullanılan bu kısım gelebildi.