Hani son senelerde hanımlara mahsus olan ve özellikle Nişantaşı taraflarında işitilen tuhaf telâffuz var ya....
“Ama yaaaaa!”, “Canım beniiiiim”, “Bana neeee?” gibisinden tatsız uzatmalarla dolu, burnun tâââ dibinden ve dil sanki ağıza sığmıyormuşcasına tatsız bir mekanik tonlama ile konuşulan iki-üçyüz kelimelik Türkçemsi telâffuz...
İşte böyle bir robot tonlaması ile burnundan konuşan hatun, zekâsının ne kadar parlak olduğunu ispat etmeye çalışırcasına kasım kasım kasılarak anlatıyordu:
Otomobilinin torpido gözündeki sigaranın, kolonyalı mendilin, sakızın vesairenin yanına bir de türban koymuş, gerektiğinde hemen takıveriyormuş!
Ne zaman mı gerekiyormuş? Trafik kontrolünde!..
Akşam arkadaşlarıyla beraber Boğaz’a, Cihangir’e yahut meyhanelerin mebzul miktarda olduğu bir başka semte gidip felekten bir gece çalıyorlar ve değil otomobil kullanmak, ayakta bile duramayacak hâle geldikten sonra evlerine dönmek veya başka bir mekânda devam etmek üzere direksiyona geçiyorlar diyelim...