Bu konu daha önce sosyal medyada gerçi şöyle bir tartışılmış ve bazı gazetelerde hakkında bir-iki haber çıkmıştı ama böyle bir ayıba dikkatleri daha fazla çekmenin şart ve hattâ vazife olduğuna inandığım için hadiseyi yazmadan edemeyeceğim:
Pankartın burada yer verdiğim fotoğrafında da görüyorsunuz: Bir partinin Fatih Belediye Başkan Adayı olan hanımefendi, Fatih’i Suriyeliler’e teslim etmeyecekmiş!
Üstelik, şimdi dar bir grup dışında bütün dünyanın mücadele ettiği nefret zihniyeti ile aynı olan ve buram buram nefret kokan bu pankart, bin küsur seneden buyana dünyanın en kozmopolit şehirlerinden olan İstanbul’da pervasızca asılıyor ve amatör bir siyasetçi “Beni seçtiğiniz takdirde Suriyeliler Fatih’te barınamayacaklar” demeye çalışıyor!