Ayvalık’a tatile giden bir arkadaşım geçen gün birkaç günlüğüne Midilli Adası’na geçmiş ama geçtiğine-geçeceğine pişman olmuş...
Dönüşünde anlattıklarını onun ağzından nakledeyim:
“...Tuhaflıklar adaya yanaşıp pasaport kontrolüne girdiğimiz anda başladı... Polis pasaportumu evirdi, çevirdi, her sayfasına baktı, sonra arka sayfalardan birindeki yurt dışına çıkış harcı pulunu sökmeye çalıştı ve pulun arkasında birşeyler aradı..
Meğerse, KKTC’ye giriş damgası arıyormuş! ‘Kuzey Kıbrıs’a gittiniz mi?’ diye sordu, defalarca gitmiş, pasaportumu değil, nüfus kâğıdımı kullanmış olduğum için kendimden gayet emin vaziyette ‘Hiç gitmedim’ dedim. Bu defa ‘Emin misiniz?’ diye sordu, ben ‘Yes, eminim’ cevabını verince yeniden pul ile uğraşmaya başladı, söktü, pulun yapıştırıldığı yerde Kıbrıs damgasının bulunmadığını görünce pasaportuma kendi damgasını bastı ve Midilli’ye bu sorgu-sualden sonra girebildim...
Duvara astıkları, üzerinde ‘Kuzey Kıbrıs’a gitmiş olanlar Yunanistan’a giremezler’ yazan koskoca tabelâyı da zaten o sırada farkettim...
Midilli, mülteciler adası olmuş! Her yer Suriyeli ve Iraklı dolu... Yunanlılar stadyumları, spor tesislerini ve okulları gelenlere tahsis etmişler, adaya her dakika motorlar dolusu sığınmacı geliyor... Midilli’de birkaç hafta kaldıktan sonra Atina’ya gidiyor, oradan başka Avrupa memleketlerine geçmenin yolunu arıyorlarmış...