Ve Barbaros Şansal gibi köpükleri/ salyaları henüz akmayanlar da aramızda dolaşıyor titrediklerini sezdirmemeye çalışarak…
Kuduz hastalığının üç evresi var. Melankoli, saldırganlık ve felç…
Eğer kuduz köpekleri tespit edip karantinaya almazsanız…
Eğer kuduz köpekler toplumun içinde rahatça dolaşırlarsa…
Bu ihmal asla affedilemez…
Bugün melankolik titreyişler ve istihzalar ile ekranlara çıkanlar, sosyal medyada boy gösterenler elbette saldırganlık evresine geçecekler/ geçiyorlar.
Bu mikrobun yayıldığı yerler var…
Mesela stilini/ tarzını yer yutası moda programları…
Mesela ahlakımızın kalbine ve beynine ateş eden ve fuhuş tohumları saçan sözde evlilik programları…
Bu mikrobu yayanlar var…
Mesela yandaşı/ candaşı bir avuç tekelci kifayetsiz muhterisin elinde kalmış medyamızın, her konuda uzman ve her konuda konuşmaktan utanmayan ve fahişeleri kıskandıracak bir randevu yoğunluğuyla sabahtan akşama sekiz on programa çıkan ve toplumun beynini iğfal eden cücük gazetecileri, cücük aydınları, Türkçe özürlü çok bilmişleri…
Ey iktidar…
Ey kendisine bütün dünya mazlumlarının ümit bağladığı ve bizim de hayatımız pahasına güç verdiğimiz iktidar…
Bütün yol, köprü, baraj, alt yapı yatırımlarına, düşünüp gereğini yapacak kadar ara verin lütfen…
Aramızda dolaşan nesepsiz kuduzları itlaf etmediğiniz ve bu kuduzlara yol açan bataklıkları kurutmadığınız müddetçe depreme dayanıksız binalar gibi sallanmaya devam edeceğiz.
Provokatörler kahvehaneleri dolaşıp milleti meydana dökmeye uğraşıyorsa…