Adam siyasetçi… Türkiye’nin problemlerini çözecek…
Adam bilim adamı… Bilim üretip Türkiye’nin önünü açacak…
Adam kanaat önderi… (Ne demekse!) Fikirleriyle millete yol gösterecek…
Televizyona çıkıyor, başlıyor haldır huldur anlatmaya…
Ah ne yazık ki, çokça kullandığımız ve fakat hem künhüne vakıf olmadığımız ve hem nimetlerinden istifade edemediğimiz “demokrasi” kelimesi çokça geçiyor bu tür muhabbetlerde.
Veee…
Patlatıyor “demokraaasiyi” …
Ulan bu hangi yörenin şivesi? Nerden çıktı a’yı uzatmak…
Bir zamanlar Yeşilçam filmlerindeki zenginler Almanya ve dolar derken Almanya’nın Al’ıyla doların la’sını nonoşlar gibi inceltir bunu kibarlık ve elitlik olarak sergilemeyi marifet sayarlardı.
Yoksa tersten bir tezahürle demokrasinin a’sını uzatmak, meydana gelen derken meydaaağna gelen demek söyleyene “iyi telaffuz ediyorum” duygusu mu veriyor; biz “Yuh, konuşmayı bilmiyor” derken…
Bunu sokak röportajında kikirdeyerek veya ne diyeceğini şaşırarak konuşan yurdum insanı söylese ona da kızarım bi parça ama…
Neyse…
Xxx
Bi tarafta altın madeni protestocusu Hopdediks Bayram’ı hatırlatan atletli Kemal Kılıçdaroğlu…
Muhterem ana muhalefet partisi olarak bilumum yerli ve yabancı AK Parti karşıtlarının “umudu” mevkisinde fakat atlet, pijama ve don unsurlu protestoların Fetö işi olduğunu bilemeyecek kadar kendini “adalet”e teslim etmiş…