Şimdilik isim vermeyeceğim.
Çünkü hatırayı anlatan hayatta. Ve inşallah uzun soluklu bir çalışmayla yakın tarihe ışık tutacak anılarını derlemeye başlayacağız.
Belki o zaman isim isim anlatmak daha ilgi çekici olacak.
Fakat sansürlü haliyle de çok şey anlayacağınıza eminim.
Çok uzun yıllar önce…
Türkiye’nin tek sağ, muhafazakâr ve mukaddesatçı gazetesi Tercüman’ın yazı işleri toplantısı…
Benim de birçoğunu yakinen tanıdığım Babıali’nin seçkin simaları harıl harıl çalışıyorlar.
Ertesi gün Ramazan Bayramı arifesi…
Masadan bir görevli soruyor: “Son teravih haberi yapıyor muyuz?”
Hatırayı anlatan büyüğüm diyor ki;
“Ulan onu dün yapacaktın. Yarın Ramazan’ın son günü. Teravih yok!”
Arkasından İslamiyet’e göre günün gece ile başladığını mesela Perşembe gününün akşam namazından sonrasına Cuma gecesi dendiğini, Cuma gününün de Cuma günü akşam namazı ile bitip o andan itibaren giren vakte Cumartesi gecesi dendiğini izah ediyor.
Fakat kafalar basmıyor.